1973 yılında ABD Yüksek Mahkemesi Roe vs Wade davası olarak bilinen dava için verdiği karar ile ABD’de kürtajın anayasal bir hak olduğuna hükmetti. Böylece ABD’deki tüm eyaletlerde kürtaj yasal hale geldi.1
Yine ABD Yüksek Mahkemesi Thomas Dobbs vs Jackson Kadın Sağlığı Örgütü davası olarak bilinen dava için 24.06.2022 tarihinde verdiği karar ile 1973 yılında kürtajın anayasal bir hak olarak tanınmasını “hatalı bir karar” olarak yorumladı ve kürtajı düzenleme yetkisini eyaletlere bıraktı. Böylece yaklaşık 50 yıldır anayasal bir hak olarak tanınan kürtajın ABD’de eyaletlerde yasaklanması mümkün hale geldi.2
Bu kararın ardından hayati tehlikenin varlığı istisnası dışında kürtaj kimi eyaletlerde yasaklandı. Üstelik kimi eyaletlerde tecavüze veya ensest ilişkiye maruz kalan kadınların dahi kürtaj olması yasaklandı.3
ABD’de yaşanan bu gelişme kürtaj lehine veya aleyhine dair tartışmaları da beraberinde getirdi. Bu tartışmalar kürtajın ahlaki yönden ve sağlık açısından doğru olup olmadığı üzerinde yoğunlaşıyor.
Kürtajın Güvenilirliği
Dünya Sağlık Örgütü önerilen yöntemlerin kullanılması ve gerekli becerilere sahip kişiler tarafından yapılması kaydıyla kürtajın gebeliği sonlandırmada güvenli bir sağlık hizmeti olduğunu kabul ve beyan etmektedir.4
Kürtaj karşıtları kürtajın riskli bir cerrahi işlem olduğunu, doğurganlığı olumsuz etkilediğini, göğüs kanseri gibi hastalıklara yol açtığını savunabilmektedir. Oysa gerçek verilere dayanan araştırma sonuçları hekimler tarafından uygulanan kürtajın çocuk doğumundan daha güvenli olduğunu, doğurganlık üzerinde herhangi bir etkisi olmadığını ve göğüs kanserine yol açmadığını göstermektedir.5, 6, 7
ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi verilerine göre ABD’de her 100.000 doğumun 17.2 adedinde ölüm gerçekleşirken her 100.000 kürtajın 0.7 adedinde ölüm gerçekleşmektedir.8, 9 Yine verilere göre her 100.000 estetik cerrahi işlemde 0.8 adet ölüm, her 100.000 diş tedavisinde 1.7 adet ölüm, geniş katılımlı bisiklet sürüşü etkinliklerinde her 100.000 bisikletçide 4 adet ölüm yaşanmaktadır.10
Bu rakamlar kürtaja bağlı ölüm riskinin doğumdan, estetik cerrahi işlemden, diş tedavisinden ve hatta bisiklet sürüşünden daha düşük olduğunu göstermektedir.
Diğer pek çok tedavi sürecinde olduğu gibi kürtaj sürecinde de komplikasyon yaşanabilmektedir. Cerrahi kürtajda veya medikal (ilaç yoluyla) kürtajda kanama, sepsis gibi yan etkiler görülebilmektedir ancak bunların yaklaşık 1000 işlemden 1 adedinde görüldüğü tahmin edilmektedir. Gebeliğin 14. haftasından sonra ise komplikasyon görülme ihtimali artmaktadır.11
Sonuç olarak gerek ilaç yoluyla, gerek cerrahi işlem yoluyla yapılan kürtaj son derece güvenli bir uygulamadır ve çoğu durumda herhangi bir problem yaşanmaz. Ayrıca kürtaj doğurganlığı olumsuz yönde etkilemez ve göğüs kanseri gibi hastalıklara yol açmaz.
Kürtaj Yasaklarının Sonuçları
Kimi insanlar kürtajın yasaklanmasıyla birlikte kürtaj başvurularının azalacağını savunabiliyor. Oysa yapılan araştırmalar kürtajın kısıtlandığı yerlerde kürtajın uygulanma sıklığının, kürtajın yasal olduğu yerler ile benzer düzeyde olduğunu gösteriyor.12 Bir diğer deyişle kürtaj olmak isteyen kadınlar kısıtlayıcı uygulamalar olsa dahi kürtaja başvuruyor. Ancak bu süreçte elbette pek çok kadın, başka bir seçenek olmadığından güvensiz kürtaj yoluyla gebeliğini sonlandırmayı deniyor.
Güvensiz kürtaj; gerekli beceriye sahip olmayan kimseler tarafından ve/veya medikal standartları taşımayan ortamda gebeliğin sonlandırılması anlamına geliyor. Güvensiz kürtajda kadın rahmine tavuk tüyü ve örgü iğnesi gibi yabancı cisimler yoluyla müdahale edilebiliyor, herbisit gibi kimyasalların da bulunduğu zehirli karışımlar kullanılabiliyor. Bu işlemler rahmin alınmasını gerektiren komplikasyonlara, anemiye, uzun süreli halsizliğe, ağrıya, üreme sistemi iltihaplarına, doğurganlık sorunlarına ve hatta gebelikte anne ölümüne yol açabiliyor.13
Tüm bulgular; kürtajın yasaklandığı bölgelerde kadınların gebeliği sonlandırmaktan vazgeçmediğini, kadınların yasal ve fiziksel riskler alarak güvensiz kürtaja yöneldiğini gösteriyor. Kadınların güvensiz kürtaja yönelmesi elbette ciddi sağlık sorunlarını beraberinde getiriyor. Tahminlere göre gebelikte gerçekleşen ölümlerin yaklaşık %8’i güvensiz kürtajdan kaynaklanıyor. Güvensiz kürtajın daha yaygın olduğu bölgelerde gebelikte gerçekleşen ölümlerin sıklığı da artıyor. Tahmin edileceği üzere güvensiz kürtaj, kürtajın kısıtlandığı ülkelerde daha sık uygulanıyor.14, 15, 16
Yapılan bir araştırma dünyada her yıl 20 milyondan fazla güvensiz kürtaj yapıldığını, buna bağlı olarak her yıl en az 70 bin hamile ölümü gerçekleştiğini ve her yıl 5 milyondan fazla kadının geçici veya kalıcı sakatlığa maruz kaldığını tahmin etmektedir.17 Ayrıca Dünya Sağlık Örgütü tahminlerine göre dünya genelinde uygulanan kürtajların yaklaşık %45’i güvensizdir.18
Sonuç olarak kürtaj kısıtları kadınları güvenli olmayan gebelik sonlandırma yöntemlerini kullanmaya mecbur bırakmakta, çeşitli sağlık sorunlarına ve hatta gebelikte anne ölümüne yol açmaktadır.19 Sanılanın aksine kürtaj kısıtları kadınların gebeliği sonlandırma isteğine anlamlı bir etkide bulunmamaktadır.
Fetüste Ağrı Eşiği ve Bilincin Oluşması
Gebeliğin sonlandırılması sürecinde anne karnında fetüs halindeki canlının ağrı hissedip hissetmediği, var olduğunun bilincinde olup olmadığı elbette önemli bir konu.
Sinir sistemindeki en büyük bölgelerden olan serebral korteks; farkındalık, düşünce, hafıza ve bilinç üzerinde doğrudan rol oynamaktadır. Serebral korteks gelişiminin, gebeliğin 22. haftasından itibaren başladığı kabul edilmektedir.20 Duyma, görme, ağrıyı hissetme gibi fonksiyonların ise gebeliğin 23. haftasından itibaren başladığı, gebeliğin 29. – 30. haftasında ise işlevsel hale geldiği kabul edilmektedir.21 Bu yüzden gebeliğin ilk 22 haftasında fetüsün ağrı hissetmediğini ve varlığının farkında olmadığını söyleyebiliriz.
Kürtaja erişimin kısıtlanmadığı ülkelerde kürtajların %90’dan fazlasının gebeliğin ilk 13 haftasında yapıldığı tahmin edilmektedir. Dolayısıyla bu süreçte fetüs halindeki canlı ağrı hissetmeyip varlığının da bilincinde değildir.22
Gebeliğin hangi döneminde kürtaj yapılabileceği ülkeden ülkeye değişse de ülkelerin genelinde özel durumlar dışında kürtaj gebeliğin yalnızca ilk 24 haftasında yapılabilmektedir. Örneğin İngiltere’de gebeliğin ilk 24 haftasında, Kanada’da ilk 23 haftasında, Fransa’da ilk 14 haftasında, İspanya’da ilk 14 haftasında, Türkiye’de ilk 10 haftasında kürtaja izin verilmektedir.23, 24
Kürtajın yasal olduğu pek çok ülkede gebeliğin ilerleyen dönemlerinde anne hayatının tehdit altında olduğu veya doğacak çocukta ağır sağlık sorunlarının tespit edildiği durumlarda kürtaj uygulanması yasal olarak yine mümkün durumdadır.
Gebeliğin ilerleyen dönemlerde herhangi bir nedenle kürtaj yapılacak olursa fetal anestezi yöntemiyle fetüs ağrı hissetmeden de kürtaj yapılabilmektedir.25 Buradan hareketle gebeliğin ilerleyen süreçlerinde dahi fetüs herhangi bir ağrı hissetmeden kürtaj yapılabileceğini söyleyebiliriz.
Medikal Kürtaj (Düşük Hapı)
Kadınlar istenmeyen gebeliklerde doktor müdahalesine gerek kalmaksızın ilaçlar yoluyla gebeliği güvenli şekilde sonlandırabilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü hamileliğin ilk 12 haftasında herhangi bir sağlık kuruluşuna başvurmaksızın bireyin mifepristone ve misoprostol etken maddeli ilaçlar ile yaptığı kürtaj uygulamasını gebeliği sonlandıran güvenli bir yöntem olarak kabul etmiştir.26 Bu ilaçlar kısaca düşük hapı olarak da bilinmektedir.
2000 yılında FDA (Amerika Birleşik Devletleri Gıda ve İlaç Dairesi) mifepriston etken maddeli Mifeprex ilacının (düşük hapı) kullanımını güvenli ve etkili bulmuş, dolayısıyla ilacın kullanımını onaylamıştır.27 Mifepristone ve misoprostol etken maddeleriyle gebeliğin ilk 10 haftasında yapılan düşüklerde başarı oranı %97 olarak tahmin edilmektedir. Bu etken maddelere sahip ilaçların kullanımında hastane ziyareti gerektiren yan etkilerin görülme sıklığı her 1000 vakada 3 vaka (%0.3) olarak tahmin edilmektedir.28
Dolayısıyla araştırmalara göre; gebeliğin sonlandırılmasında ilgili ilaçların ruhsatlandırıldığı yani yasal olduğu ülkelerde ilaç yoluyla gebeliğin sonlandırılması yaygın ve güvenlidir.
(Bu yazının yazıldığı tarih itibarıyla mifepriston etken maddeli Mifeprex ilacı Türkiye’de ruhsatlandırılmadığından rutin verilen üreme sağlığı hizmetlerinin içinde yer almamaktadır.)29
Kişisel Değerlendirmeler
Çocuk doğurmaya karar veren bir kişinin kararına karışılamayacağı gibi çocuk doğurmayı tercih etmeyen bireyin de kararına karışılamaz. Hamile bir bireyin çocuk doğurmayı tercih etmesi ne kadar doğal ise gebeliği sonlandırmak istemesi de aynı ölçüde doğaldır.
İstenmeyen gebelik hayatın olağan akışında yaşanabilecek bir durumdur. Gebeliğin sonlandırılması tercih edildiğinde başkaca herhangi bir kimseden rıza almaya gerek olmaksızın gebeliğin sonlandırılması mümkün olmalıdır. Kimse doğum yapmayı istemediği bir durumda doğum yapmaya zorlanmamalıdır.
Herhangi bir tıbbi hizmet için hastaneye başvuran kişiler tıbbi hizmetten nasıl mahrum bırakılmıyorsa, kürtaj talep eden kimseler de bu hizmetten mahrum bırakılmamalıdır.
Elbette nüfusun kendisini yenilemesi için belirli bir doğurganlık oranı gerekmektedir. Ancak doğum yapmak istemeyen bireyleri doğum yapmaya zorlamak ideal bir nüfus planlamasının parçası olamaz.
Kürtaj kısıtları, kürtajın yasal olduğu bölgeye seyahat etmek olanağı olmayan kadınları güvensiz kürtaj yöntemlerine başvurmaya mecbur eder. Güvensiz kürtaj ise anne ölümü dâhil olmak üzere pek çok sağlık sorunu riskini de beraberinde getirir. Dolayısıyla kürtajı kısıtlamak toplum sağlığını riske atmaktadır. Ayrıca insanları tıbben mümkün olan güvenli bir uygulamadan mahrum bırakmak temel sağlık hizmetlerine erişim anlamında bir hak ihlalidir.
Kimi insanlar istenmeyen gebelik yaşayan kimseleri dikkatsiz ve sorumsuz davranmakla suçlayabiliyor. Oysa kişiler yeterince dikkatli ve sorumlu davransa dahi istenmeyen gebelik yaşanabilir. Kaldı ki kişilerin yeterince dikkatli davranmaması dahi kürtaj yasağını savunmak için mantıklı bir argüman olamaz. Tıbbi hizmet ihtiyacı dikkatsizlik sonucu ortaya çıksa dahi kişinin tıbbi hizmetten yoksun kalmasını gerektirmez. Dikkatsizliği sonucu merdivenden düşerek kolunu kırmış bir kimseye tedavi olanağı tanımamak ne denli kabul edilemez ise dikkatsizliği sonucu istenmeyen gebelik yaşayan bir kimseyi kürtaj olanağından mahrum bırakmak kabul edilemez.
Kişi; şahsi fikirleri, kültürel değerleri gibi hususları dikkate alarak kürtaja karşı olabilir. Böyle bir kişinin yapması gereken tek şey kürtaja başvurmamaktadır. Kürtaja karşı olan kişiler diğer kişilerin kürtaja başvurmasını engelleyememeli ve kürtaja karşı olmalarını beklememelidir. Birlikte yaşamanın en temel gerekliliklerinden bir tanesi insanların iradelerine ve seçimlerine saygı duymaktır. Kişinin kültürel değerleri yalnızca o kişiyi bağlar. Toplumun geri kalanının bu değerlere göre hareket etmesi beklenemez çünkü böyle bir birlikte yaşamanın temel gereklilikleriyle çelişir.
Bilimsel veriler anne karnında fetüs halindeki canlının gebeliğin 22. haftasına kadar acı hissinin olmadığını ve varlığının farkında olmadığını gösteriyor. Buradan hareketle gebeliğin ilk 22 haftasında kürtajın ahlaki yönden sorunlu olduğunu düşünmüyorum. Daha ileri dönemlerde fetal anestezi yoluyla fetüs halindeki canlı acı duymadan kürtaj yapılabildiğinden özellikli durumlarda kürtajın yine mümkün olması gerektiğini düşünüyorum. (Özellikli durumlar hayati tehlikeye ek olarak ebeveynlerin ilişkilerinin sonlanması, ebeveynlerin gelir kaybına uğraması gibi durumları da içermelidir.) Buna ek olarak güvenli ve etkili olduğu güvenilir araştırmalar ile kanıtlanan ilaçların da gebeliği sonlandırmak isteyen kişiler için kolayca erişilebilir olması gerektiğini düşünüyorum.
Bu konuda tartışılan hususlardan bir tanesi hekimlerin kürtaj yapmayı reddetme haklarının olup olmadığıdır. Kürtajın yasal olduğu kimi ülkelerde hekimin kürtaj yapmayı reddetme hakkı bulunurken kimi ülkelerde hekimin kürtaj yapmayı reddetme hakkı bulunmamaktadır. Bence ideal durumda hekim, tedavi talep eden kimseler arasında tedavi türüne göre bir ayrım yapmaksızın tedaviyi uygulamalıdır. Ancak kürtaj yapmayı kesin şekilde reddeden hekimlerin görevine son verilmesinin de gereğinden ağır bir yaptırım olduğunu düşünüyorum. Bu türden zorlayıcı yasaklar genel olarak işlevsel olmadığından kadının kürtaj talebinin makul süre içerisinde sonuçlandırılmasının mümkün olması şartıyla hekimlerin kürtaj yapmayı reddetme haklarının olması gerektiği kanaatindeyim. (Tabii bu süreçte kürtajın makul bir süre içinde ve güvenli bir şekilde yapılacağı garanti altında olmalıdır.) Diğer taraftan anne sağlığının risk altında olması, tecavüz ve ensest ilişki gibi özel durumların varlığı halinde hiçbir hekimin kürtaj yapmayı reddetme hakkının olmadığını düşünüyorum.
Bence özetle gebeliğin ilk 22 haftasında kürtaj yasal ve kolay erişilebilir olmalı. İdeal bir sağlık sistemi gebeliği sonlandırmak isteyen bireyi ikna etmeye çalışmayıp bireyin iradesine saygı duymalı. Yalnızca cerrahi kürtajın değil, aynı zamanda ilaç yoluyla bireyin hastaneye başvurmadan kendi kendine yapabildiği medikal kürtajın da yasal ve kolay erişilebilir olması gerektiğini düşünüyorum. Gebeliğin makul sürede içerisinde güvenilir şekilde sonlandırılmasının garanti altında olması ve hayati risk gibi özel durumların bulunmaması kaydıyla hekimlerin kürtaj yapmayı reddetme haklarının da bulunması gerektiği kanaatindeyim.
Kaynaklar
1) https://supreme.justia.com/cases/federal/us/410/113/
2) https://www.bbc.com/news/world-us-canada-61928898, https://www.supremecourt.gov/opinions/21pdf/19-1392_6j37.pdf
3) https://www.justia.com/constitutional-law/50-state-survey-on-abortion-laws/
4) https://www.who.int/news-room/fact-sheets/detail/abortion
5) https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/21557713/ – Rowlands S. (2011). Misinformation on abortion. The European journal of contraception & reproductive health care : the official journal of the European Society of Contraception, 16(4), 233–240. https://doi.org/10.3109/13625187.2011.570883
6) https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/8334095/ – Frank, P., McNamee, R., Hannaford, P. C., Kay, C. R., & Hirsch, S. (1993). The effect of induced abortion on subsequent fertility. British journal of obstetrics and gynaecology, 100(6), 575–580. https://doi.org/10.1111/j.1471-0528.1993.tb15313.x
7) https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/1751433/ Frank, P. I., McNamee, R., Hannaford, P. C., Kay, C. R., & Hirsch, S. (1991). The effect of induced abortion on subsequent pregnancy outcome. British journal of obstetrics and gynaecology, 98(10), 1015–1024. https://doi.org/10.1111/j.1471-0528.1991.tb15340.x
8) https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC6542194/ – Petersen, E. E., Davis, N. L., Goodman, D., Cox, S., Mayes, N., Johnston, E., Syverson, C., Seed, K., Shapiro-Mendoza, C. K., Callaghan, W. M., & Barfield, W. (2019). Vital Signs: Pregnancy-Related Deaths, United States, 2011-2015, and Strategies for Prevention, 13 States, 2013-2017. MMWR. Morbidity and mortality weekly report, 68(18), 423–429. https://doi.org/10.15585/mmwr.mm6818e1
9) https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/25152259/ – Raymond, E. G., Grossman, D., Weaver, M. A., Toti, S., & Winikoff, B. (2014). Mortality of induced abortion, other outpatient surgical procedures and common activities in the United States. Contraception, 90(5), 476–479. https://doi.org/10.1016/j.contraception.2014.07.012
10) https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/25152259/ – Raymond, E. G., Grossman, D., Weaver, M. A., Toti, S., & Winikoff, B. (2014). Mortality of induced abortion, other outpatient surgical procedures and common activities in the United States. Contraception, 90(5), 476–479. https://doi.org/10.1016/j.contraception.2014.07.012
11) https://www.nhs.uk/conditions/abortion/risks/
12) https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/32710833/ – Bearak, J., Popinchalk, A., Ganatra, B., Moller, A. B., Tunçalp, Ö., Beavin, C., Kwok, L., & Alkema, L. (2020). Unintended pregnancy and abortion by income, region, and the legal status of abortion: estimates from a comprehensive model for 1990-2019. The Lancet. Global health, 8(9), e1152–e1161. https://doi.org/10.1016/S2214-109X(20)30315-6
13) https://journals.sagepub.com/doi/full/10.2217/WHE.10.70 – Singh, S. (2010). Global Consequences of Unsafe Abortion. Women’s Health, 849–860. https://doi.org/10.2217/WHE.10.70
14) https://bmcwomenshealth.biomedcentral.com/articles/10.1186/s12905-018-0705-y Latt, S.M., Milner, A. & Kavanagh, A. Abortion laws reform may reduce maternal mortality: an ecological study in 162 countries. BMC Women’s Health 19, 1 (2019). https://doi.org/10.1186/s12905-018-0705-y
15) https://www.thelancet.com/journals/langlo/article/PIIS2214-109X(14)70227-X/fulltext Say, L., Chou, D., Gemmill, A., Tunçalp, Ö., Moller, A. B., Daniels, J., Gülmezoglu, A. M., Temmerman, M., & Alkema, L. (2014). Global causes of maternal death: a WHO systematic analysis. The Lancet. Global health, 2(6), e323–e333. https://doi.org/10.1016/S2214-109X(14)70227-X
16) https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/25103301/ Say, L., Chou, D., Gemmill, A., Tunçalp, Ö., Moller, A. B., Daniels, J., Gülmezoglu, A. M., Temmerman, M., & Alkema, L. (2014). Global causes of maternal death: a WHO systematic analysis. The Lancet. Global health, 2(6), e323–e333. https://doi.org/10.1016/S2214-109X(14)70227-X
17) https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/20085681/ Shah, I., & Ahman, E. (2009). Unsafe abortion: global and regional incidence, trends, consequences, and challenges. Journal of obstetrics and gynaecology Canada : JOGC = Journal d’obstetrique et gynecologie du Canada : JOGC, 31(12), 1149–1158.
18) https://www.who.int/news-room/fact-sheets/detail/abortion
19) https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/34410825/ Vilda, D., Wallace, M. E., Daniel, C., Evans, M. G., Stoecker, C., & Theall, K. P. (2021). State Abortion Policies and Maternal Death in the United States, 2015‒2018. American journal of public health, 111(9), 1696–1704. https://doi.org/10.2105/AJPH.2021.306396
20) https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/31160226/ Bellieni C. V. (2019). New insights into fetal pain. Seminars in fetal & neonatal medicine, 24(4), 101001. https://doi.org/10.1016/j.siny.2019.04.001
21) https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/16118385/ Lee, S. J., Ralston, H. J., Drey, E. A., Partridge, J. C., & Rosen, M. A. (2005). Fetal pain: a systematic multidisciplinary review of the evidence. JAMA, 294(8), 947–954. https://doi.org/10.1001/jama.294.8.947
22) https://jme.bmj.com/content/46/1/3 Derbyshire, S. W., & Bockmann, J. C. (2020). Reconsidering fetal pain. Journal of medical ethics, 46(1), 3–6. https://doi.org/10.1136/medethics-2019-105701
23) https://www.justia.com/constitutional-law/foreign-abortion-laws-survey/
24) https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=2827&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5 24.05.1983 kabul tarihli Nüfus Planlaması Hakkında Kanun
25) https://jamanetwork.com/journals/jama/fullarticle/201429 JC, Rosen MA. Fetal Pain: A Systematic Multidisciplinary Review of the Evidence. JAMA. 2005;294(8):947–954. doi:10.1001/jama.294.8.947
26) https://www.who.int/news-room/questions-and-answers/item/abortion-safety
28) https://www.nejm.org/doi/full/10.1056/NEJMra1908412 Harris, L. H., & Grossman, D. (2020). Complications of Unsafe and Self-Managed Abortion. The New England journal of medicine, 382(11), 1029–1040. https://doi.org/10.1056/NEJMra1908412
29) https://www.ttb.org.tr/haberarsiv_goster.php?Guid=6702c960-9232-11e7-b66d-1540034f819c Türk Tabipleri Birliği, “İsteyerek ve Güvenli Düşükler için Tıbbi Düşük Türkiye’de Bir Seçenek Olarak Kullanılmalıdır” başlıklı basın açıklaması
İçeriği paylaşabilirsiniz: