İnsanın kendine yapabileceği kötülüklerin listesi derlenirse, kadercilik anlayışının benimsenmesi bu listede kendine mutlaka yer bulacaktır.

Kaderciliği kabul etmiş insanlarda görülen genel davranış kalıpları arasında olumsuz bir koşulu değiştirmek için çaba sarf etmek yerine bu durumu kabullenme eğilimi bulunuyor. Kaderciliğin insanı pasif konuma sevk eden bir etkisi mevcut.

Kadercilik, insanın memnun olmadığı bir olumsuzluğu düzeltme gayretini baltalar. Ayrıca insanı, mevcut bir olumsuzluğu olduğu gibi kabul etmeye teşvik eder.

Bireyin ve toplumun diğer bireylerinin yaşam olanaklarını ve mevcut durumlarını iyileştiren gelişmelerin muhtemelen hiçbiri, kaderciliğin kabul edilmesinin bir sonucu değil.

Kaderciliği kabul etmiş bilim insanının bir hastalığın tedavisi için çaba göstermesine sıkça rastlanmaz. Çalışmaları saygın bilim dergilerinde yayımlanan bilim insanlarının kaderciliği övdükleri zannediyorum görülmemiştir.

İnsanın, memnun olmadığı bir durumu değiştirmek için çaba sarf etmesi gerektiği yönünde teşvik edilmesi yerine bu durumu kabullenmesi gerektiği yönündeki bir telkin benlik gelişiminin sınırlı kalmasına sebebiyet verir. Bu türden bir telkin toplum yaşamının iyileşmesinin önündeki engellerden birisi olarak kendine yer bulur.

Kadercilik inancı kimi durumlarda bilimsel gerçekliklerin görmezden gelinmesine ve türlü acıların ortaya çıkmasına sebebiyet verir. Örneğin kaderciliği benimsemiş bir insanın dere yatağına konut inşa etmesi ihtimal dâhilindedir. Veya bilimsel gerçeklikleri göz ardı edip akraba evliliği yapan bireyler mevcuttur. Oysa gerçeklik, birbirine yakın genetik özelliğe sahip akrabaların evliliğinden doğan çocuklarda bedensel engel ihtimalinin yüksek olduğu yönündedir. İnsanlar gerçeği inkâr edebilirler ancak gerçeğin sonuçlarından kaçınmak olası değildir.

Bireyi pasifleştiren, benliği körelten tüm unsurlar gibi kadercilik anlayışının da terk edilmesi ve hatta hiç benimsenmemesi insan için hiç şüphesiz faydalıdır.

Kaderciliği savunanlar kaderciliğin zihinsel yönden rahatlama sağladığını ileri sürebilir. Gerçekten bu inanışı kabul etmiş kimselerin kendilerini telkin etme yoluyla bir olumsuzluğa karşı duydukları üzüntüyü azaltmaları olağandır. Örneğin herhangi bir açıdan zorluk yaşayan bir insan, kaderinin bu şekilde belirlenmesi sebebiyle kendisinin yapabileceği bir eylem olmadığını benimseyerek kendini telkin edebilir ve rahatlık yaşayabilir. Bu rahatlık bireyin pasif kalmasına sebebiyet verecek ve mevcut durumu iyileştirmek için çaba sarf etmesini engelleyecektir. Ancak uyarıcı madde kullanımı sebebiyle elde edilen rahatlığın yapay ve uzun dönemde zararlı olması gibi, kadercilik yoluyla gelen telkin ve rahatlık da yapay ve zararlıdır.

Birey bir olumsuzluk karşısında pasif durumda kalmak yerine olumsuzluğu değiştirmek için çaba sarf etmeyi öğrenecek şekilde eğitilmeli ve çaba sarf etmeye teşvik edilmelidir. Bireyin benliği kadercilik anlayışının empoze edilmesi yoluyla yok edilmemelidir.

Elbette kimi olumsuzluklar, gösterilen çabaya rağmen değiştirilemeyebilir. Kimi insanlar ideal bir yaşam sürmek için gerekli şartlara sahip iken kimi insanlar bu şarttan mahrum şekilde hayata adım atabilir. Bunun sonucunda insani bir yaşam sürebilmek için eğitim, sağlık, beslenme, maddi imkân açısından kimi insanlar maalesef dezavantajlıdır. Bu tür durumlarda gerçekten de bireyin imkânı kısıtlı olabilir. Örneğin böyle bir birey ne kadar çaba sarf ederse etsin arzu ettiği noktaya ulaşamayabilir. Ancak böyle bir durumda dahi birey, kaderine razı olmaya teşvik edilmemelidir.

İçeriği paylaşabilirsiniz: