Aşı Karşıtlığı Üzerine

Aşıların icadı tıbbın en büyük başarılarından birisi. Aşıların ne tür yararları var? Aşı karşıtı olmak bireysel bir hak mı? Bu sorulara yanıt aramak için aşağıda aşının tarihçesi, aşılamanın faydaları ve aşı karşıtlarının argümanlarına yer verilmekte; aşı karşıtlığının bireysel bir hak olup olmadığına dair değerlendirmeler yer almaktadır.

Aşının Tarihçesi

Modern aşının tarihçesi 1790’lı yıllara dayanmaktadır. O yıllarda Edward Jenner isimli cerrah, ineklerde görülen sığır çiçeği hastalığı bulunan sütçü kızların çiçek hastalığından korunduğunu fark etmiştir. Bunun ardından insanlara yapay yol ile sığır çiçeği hastalığı bulaştırılması halinde insanların çiçek hastalığına karşı korunaklı hale geleceğini öngörmüştür. Ardından sığır çiçeği hastalığı bulunan bir çocuktan başka bir çocuğa (James Phipps) bu hastalığı 1796 yılında bulaştırmıştır. Kendisine bilinçli olarak sığır çiçeği hastalığı bulaştırılan çocuğa ilerleyen aylarda ayrıca çiçek hastalığına yol açan virüs bulaştırılmış ancak çocuk çiçek hastalığına yakalanmamıştır. Ardından bu uygulama yaygınlaşmış ve uygulamaya Variolae Vaccine (Çiçek Hastalığı Aşısı) adı verilmiştir. Bu kapsamda modern aşının ilk kez 1796 yılında uygulandığı kabul edilmektedir. 1

Ayrıca İngilizce’de aşı anlamına gelen ‘vaccine kelimesi, Latince’de inek anlamına gelen ‘vacca’ kelimesinden türetilmiştir. 2

Aşılamanın Faydaları

Aşıların icadı tıbbın en büyük başarılarından birisi. Özellikle 20. yüzyılda geniş çaplı aşılama sayesinde çok sayıda bulaşıcı hastalığın görülme sıklığı önemli ölçüde azaltıldı. Aşılama sayesinde kimi bulaşıcı hastalıklar ise (çiçek hastalığı) dünyadan tamamıyla silindi.

Aşılama sayesinde her yıl dünya genelinde kızamığa bağlı yaklaşık 2.7 milyon, neonatal (yeni doğan) tetanosuna bağlı yaklaşık 2 milyon, boğmacaya bağlı yaklaşık 1 milyon, çocuk felcine bağlı yaklaşık 600 bin, difteriye ait 300 bin ölümün engellendiği tahmin ediliyor.3 Aşılamanın küresel düzeydeki faydasını inceleyen ve 2003’te yayımlanan bir başka araştırmaya göre aşılama küresel düzeyde yılda yaklaşık 6 milyon ölümü engelliyor ve 386 milyon yaşam yılı kurtarıyor. 4

Aşılar; bireysel olarak hastalığı engellediği gibi aynı zamanda toplumsal düzeyde hastalıkların yayılmasını da önemli ölçüde engelliyor. Aşı olanlar sayesinde aşı olmayan/olamayan bireylerin de hastalığa yakalanma ihtimali azalıyor ve bir anlamda sürü bağışıklığı sağlanıyor.5 Dolayısıyla aşılar, aşılı bireye doğrudan fayda sağlarken aynı zamanda aşılı olmayan ve/veya hastalık için bağışıklık kazanmamış bireyleri hastalıktan koruyarak topluma endirekt/dolaylı fayda sağlıyor.

Aşılama veya hastalığın geçirilmesi yoluyla toplumun önemli bir kısmının bir hastalığa karşı bağışıklık kazandığı, böylece hastalığın yayılma riskinin azaldığı ve bağışıklık sistemi zayıf bireylerin de hastalıktan dolaylı olarak korunduğu durum sürü bağışıklığı olarak adlandırılıyor. Sürü bağışıklığının sağlanması için gerekli eşik ise hastalığa ve hastalığın yayılma hızına bağlı olarak değişkenlik gösteriyor. Bu eşik örneğin kızamık hastalığı için %83-%94, difteri hastalığı için %84-%85, kabakulak hastalığı için %75-%93, boğmaca hastalığı için %90-%94 düzeyinde.6 Dolayısıyla örneğin kızamık hastalığının bir salgın haline gelmesinin önlenmesi için toplumun yaklaşık %94’lük kısmının kızamık aşısı olması veya bu hastalığı geçirmesi gerekiyor. (Sürü bağışıklığı bireyden bireye bulaşan (kontajiyöz) hastalıklarda sağlanabilirken tetanos hastalığı gibi bireyden bireye bulaşmayan hastalıklarda sağlanamamaktadır.)

Herhangi bir temeli olmayan aşı karşıtı hareketler toplum sağlığını riske atıyor. Örneğin 2003 yılında Nijerya’da çocuk felci aşısının bölge halkını kısırlaştırmak amacı taşıyan bir komplo olduğu söylentileri üzerine 2003 yılından 2006 yılına kadar ülkede çocuk felci vakaları 5 kat arttı ve salgına sebebiyet verdi.7 2011-2012 yıllarında küresel düzeyde çocuk felci vakalarının %40’tan fazlası Pakistan ve Afganistan’da görüldü. Bu ülkelerdeki ebeveynlerin pek çoğu, aşıların ülkedeki dini liderler tarafından onaylanmaması nedeniyle çocuk felci aşısına karşı çıkarak çocuk felci vakalarının yaygınlaşmasına neden oldu.8

2007 yılında yayımlanan bir çalışmada ABD’de aşıyla engellenebilen difteri, kızamık vb. hastalıklara ait yıllık ortalama vaka ve ölüm sayıları aşılama öncesi ve sonrası dönem için karşılaştırılmıştır. Araştırma içeriğinde yer alan tablo şöyledir: 9

HastalıkAşı öncesi dönemAşı öncesi dönemAşı sonrası dönemAşı sonrası dönemAşı öncesi – sonrası dönem
Yıllık Ortalama Vaka (tahmin edilen)Yıllık ortalama ölüm (tahmin edilen)2006 yılı, yaklaşık vaka2004 yılı, yaklaşık ölümYıllık vakada % Azalma
Difteri21.053 (1936-1945)1.82200%100
Kızamık530.217 (1953-1962)440550>%99
Kabakulak162.344 (1963-1968)396.5840%95
Boğmaca200.752 (1934-1943)4.03415.63227%92
Çocuk Felci19.794 (1941-1950)1.39300%100
Çiçek Hastalığı29.005 (1900-1949)33700%100
Tetanos580 (1947-1949)472414%92

Buna göre aşılama sayesinde aşıyla engellenebilen hastalıklarda yıllık ortalama vaka sayısı %92 ve üzeri, ölüm sayısı ise %99 ve üzeri azaltılmıştır. Aşılama sayesinde ilgili ülkede difteri, çocuk felci ve çiçek hastalıklarında yıllık vaka sayısı sıfırlanmıştır.

Aşılama sayesinde, tarihte milyonlarca ölüme sebep olan çiçek hastalığının 1980 yılında dünyadan eradikasyonu (hastalığın kalıcı olarak sona ermesi) sağlanmıştır.9

Burada belirtilen faydalarına ek olarak aşılamanın maddi yönden faydası da büyüktür. Aşılama yoluyla aşıyla engellenebilen hastalıklarda vaka sayısı önemli ölçüde azaldığından daha az sayıda vaka için tedavi gerekmektedir. Hastalıkların tedavi maliyetine oranla aşılamanın maliyeti çok daha düşüktür. 94 ülkeyi ve 2011-2020 yılları arasını kapsayan araştırmaya göre aşılama yoluyla engellenen hastalıkların tedavi maliyeti, aşılamanın maliyetine (üretim, saklama, dağıtım maliyetleri dâhil) oranla 16 kat daha yüksektir. Bu araştırmaya göre aşılama sayesinde insanların daha uzun ve sağlıklı yaşadığı da dikkate alındığında aşılamadan sağlanan ekonomik fayda, aşılama maliyetine kıyasla 44 kat fazladır.10

Aşı Karşıtlığı

Güvenilir kaynaklara dayanan veriler aşıların halk sağlığı açısından en faydalı araçlardan birisi olduğunu tartışmasız olarak gösteriyor. Aşıların bu yararlarına rağmen dünyanın çeşitli bölgelerinde aşı karşıtı hareketlere rastlanabiliyor. Öyle ki Dünya Sağlık Örgütü “Küresel Sağlığa Karşı En Büyük 10 Tehdit” listesinde aşı karşıtlığına da yer verebiliyor.11

Aşı karşıtlığının tarihçesinin aşının icadına kadar uzandığı kabul ediliyor. Örneğin aşağıda yer alan ve 1802 yılına ait olan karikatürde, insanların aşılama sonrası inekleştiği tasvir ediliyor ve aşı uygulaması eleştiriliyor.12 (Belirtildiği üzere ilk aşılama, ineklerde bulunan sığır çiçeği hastalığının bilinçli olarak bireylere bulaştırılması yoluyla yapılmıştı.)

1802 yılında yayımlanan “Sığır Çiçeği Hastalığı – Aşılamanın Muhteşem Yan Etkileri!” isimli karikatür. Karikatürde, aşılama işleminden sonra insanların inekleştiği tasvir ediliyor ve aşılama eleştiriliyor.
Kaynak: https://www.britishmuseum.org/collection/object/P_1851-0901-1091

Tarihte aşı karşıtlığını tetikleyen bir diğer unsurun dini gerekçeler olduğu, çünkü aşıların insan ile tanrı ilişkisine müdahale ettiği varsayılmaktadır. Aşıya dini nedenlerle itiraza günümüzde de rastlanabilmektedir. Oysa tıbbi alandaki gelişmelere mesafeli durmak şöyle dursun, sıkı sıkıya sarılmak gerekir. Dini gerekçeleri referans alarak aşı karşıtı olmanın mantıklı bir tarafı bulunmuyor.

Aşı karşıtlığı hareketi 1998’den itibaren ivme kazanmıştır. İlgili dönemde doktor olan Andrew Wakefield, saygın bir dergi olan Lancet dergisinde kızamık, kızamıkçık, kabakulak karma aşısının otizme neden olduğunu iddia eden bir makale yayımlamıştır.13 Araştırma 12 çocuk üzerinden yapılmış ve aşılamanın 9 çocukta otizme yol açtığı, tüm çocukların bağırsaklarında anormalliğe sebebiyet verdiği iddia edilmiştir. Ancak örneklemin rastgele seçilmediği, makalede ciddi etik ihlalleri yapıldığı ve verilerde manipülasyona başvurulduğunun tespiti nedeniyle bu makale dergi tarafından geri çekilmiştir.14 Ayrıca Wakefield’in doktorluk unvanı Birleşik Krallık Tıp Konseyi tarafından geri alınmış ve doktorluk yapması yasaklanmıştır.15

Bu asılsız iddiaya karşılık Danimarka’da 1991-1998 yılları arası doğan 500.000 çocuğu, Kanada’da 1987-1998 yılları arası doğan 28.000 çocuğu, Finlandiya’da 1982-1996 yılları arasında yapılan ve 1.8 milyon çocuğu kapsayan geniş kapsamlı araştırmalar; kızamık, kızamıkçık, kabakulak karma aşısı ile otizm hastalığı arasında bir bağlantı olmadığını saptamıştır.16 17 18 19

Kimi insanlar arasında doğal olmayan her ürünün zararlı olduğu, vücudun doğal olarak kusursuz yaratıldığı fakat aşılama ile vücuda doğal olmayan ürünün suni yoldan girdiği, hastalığın doğal yoldan geçirilmesinin bağışıklık sistemi için daha iyi olduğu gibi görüşler de bulunmaktadır. Oysa pek çok vakada hastalık ağır seyredebilmekte, kalıcı etkiye yol açabilmekte, bireyin veya bulaştığı kimselerin ölümüne sebebiyet verebilmektedir.20 Bilimsel temeli olmayan yöntemler üzerinden tedavi uyguladığı iddiasına sahip kimseler müşteri ve gelir sağlamak adına aşıları kötüleyebilmekte, aşı karşıtlığına sebebiyet verebilmektedir.

Aşıların kısırlık vb. hastalıklara veya insanların kontrol edilmesine yol açtığını savunan asılsız komplo teorileri insanları aşı karşıtı olmaya sevk edebilmektedir. Bu tür komplo teorilerinin güvenilir kaynakları referans aldığına rastlamıyoruz.

Kimi insanlar aşıların, aşı üreticilerinin kâr sağlamasından başka işlevi olmayan ticari bir ürün olduğunu düşünmektedir. Oysa belirtildiği üzere aşılama sayesinde sağlanan ekonomik fayda, aşılama sayesinde önlenen hastalıkların tedavi maliyetine oranla çok daha yüksektir. İnsanların hastalanması sağlık sektörünün tedavi gelirlerini artırdığından aşılar sağlık sektörünün gelirini artırmak şöyle dursun, önlediği hastalıklar sayesinde sağlık harcamalarında ciddi tasarruf sağlamaktadır.21 Dolayısıyla aşıların, sağlık sektörüne kâr sağlamaktan başka işlevi bulunmayan ticari bir ürün olduğu iddiası gerçeği yansıtmamaktadır.

Aşı Karşıtlarına Yönelik Uygulamalar

Güvenilir kaynaklardan elde edilen bilgiler, aşıların birey ve toplum sağlığı açısından son derece faydalı ve gerekli olduğunu tartışmasız olarak gösteriyor. Aşı karşıtlığına ilişkin görüşlerin ise bilimsel bir dayanağı bulunmadığı; aşı karşıtlığının genel olarak komplo teorilerinden, eksik bilgiden, aşı karşıtlığından maddi veya manevi (ün sağlama vb.) yarar sağlayan kişilerin yarattığı bilgi kirliliğinden kaynaklandığı anlaşılıyor.

Aşı karşıtları aşı olmayı reddetmeyi bir hak, zorunlu aşılamanın ise vücut bütünlüğüne bir müdahale olduğu görüşünde. İnsanın hür iradesine saygı duyulması gerektiğini düşünen bir kişi olarak zorunlu aşılamanın vücut bütünlüğüne bir müdahale olduğu konusunda aşı karşıtlarına hak veremiyorum. Toplum halinde yaşamanın belirli gereklilikleri var ve aşı olmanın bu gerekliliklerden bir tanesi olduğunu inkâr edemeyiz. Bir taraftan toplu halde yaşamanın faydalarından yararlanırken diğer taraftan toplu halde yaşamanın getirdiği sorumluluklardan kaçamayız ve bu sorumluluklardan bir tanesi aşı olmaktır.

Yetişkin bir kişi; kendisi için zararlı bir eylemi yapma veya kendisi için yararlı bir eylemi yapmama konusunda tamamen özgür olmalı ve bu konuda kişinin hür iradesiyle seçtiği seçime saygı duyulmalıdır. Ancak buradaki ölçüt bu eylemin veya eylemsizliğin üçüncü kişiler için risk unsuru oluşturmamasıdır. İnsandan insana bulaşabilen bir hastalık için güvenilir ve etkili olduğu bağımsız araştırma ve kurul kararlarıyla onanmış bir aşıyı reddetmeyi, birlikte yaşamanın gereklilikleri ile bağdaştıramıyorum.

Kişi eğer kendisini toplumdan soyutlamamış ve diğer insanlar ile sosyal etkileşimde bulunuyorsa, kişinin aşıyı reddetme hakkının olmayacağı kanaatindeyim. Nasıl ki hırsızlık yapmak, insan öldürmek gibi eylemlerin bir yaptırımı var ise aşı olmayı reddetmenin de bir yaptırımı olmalıdır. Bu yaptırımlara örnek olarak aşı olmayan bireyin diğer bireyler ile bir araya gelebileceği yerlere girişinin yasaklanması örnek verilebilir.

Toplum sağlığı o denli önemlidir ki bu konu sağlık alanındaki bilgisi sınırlı olan vatandaşların inisiyatifine bırakılamaz. Aşının hastalığa karşı etkili ve güvenli olduğu şüpheye yer vermeyecek şekilde kanıtlanmış ise kamu otoritesi gerekli durumlarda aşılamayı zorunlu tutabilir ve tutmalıdır. Aşıyı doğrudan zorunlu tutmak yerine insanları dolaylı yoldan aşı olmaya teşvik etmek veya insanları aşı olmaya mecbur bırakmak da yarar sağlayabilir.

Bebek ve çocuklar için aşılama programı ebeveynlerin inisiyatifine bırakılmaksızın bilimsel veriler ışığında belirlenmeli ve zorunlu olarak uygulanmalıdır. Çocuklara, üzerinde ebeveynin mutlak hak sahibi olduğu mal gözüyle bakılamaz. Nasıl ki temiz içme suyuna erişim ebeveyn kararından bağımsız olarak her bir çocuk için mutlak bir hak ise aşıların da aynı şekilde ebeveyn kararından bağımsız mutlak bir hak olduğunu düşünüyorum. Çocuklar içme suyundan mahrum edilemeyeceği gibi aşı hakkından da mahrum edilmemelidir. Aile aşı karşıtı olsa dahi bebek ve çocuk aşılama programına dâhil edilmelidir.

Elbette aşı uygulamasının bireylere zorunlu olarak uygulanmasındansa bireylerin rızası doğrultusunda uygulanması daha idealdir. Vatandaşların tıp alanındaki bilgisi sınırlı olduğundan ve vatandaşlar genel olarak sağlık sektöründeki kişilerin görüşlerini baz aldığından sağlık sektöründeki çalışanların yardımıyla aşı karşıtlığı için yoğun bir mücadele verilmelidir. Ne var ki sağlık sektöründe çalışmasına rağmen aşılara karşı olan kişilerin de varlığına rastlanabiliyor. Ben bu tür insanların, örneğin tıp doktoru, hemşire vb. olmasına rağmen aşı karşıtı açıklamalar yapanların ilk etapta bazı yaptırımlara maruz kalması, bunun devamlılığı halinde ise meslekten ihracın gündeme gelmesi gerektiği kanaatindeyim.

Sonuç olarak güvenli ve etkili olduğu bağımsız çalışmalarca kanıtlanmış aşılara yönelik karşıtlığın bireysel bir hak olarak değerlendirilemeyeceğini düşünüyorum. Bence zorunlu aşılama vücut bütünlüğüne veya bireysel özgürlüğe bir müdahale değil; yaşama, çalışma, eğitim, sağlık, seyahat hakkı gibi sivil hak ve özgürlüklerin teminatıdır. Bu yüzden aşı karşıtlığı bireysel bir tercih olarak değil, sivil hak ve özgürlüklerin karşıtı olan tehlikeli bir akım olarak değerlendirilmelidir.

Kaynaklar

1) https://www.cdc.gov/smallpox/history/history.html

2) https://www.ncbi.nlm.nih.gov/labs/pmc/articles/PMC8216846/ Turley P. K. (2021). Vaccine: From vacca, a cow. AJO-DO Clinical Companion, 1(1), 5–6.

3) http://www.narcis.nl/publication/RecordID/oai%3Alibrary.wur.nl%3Awurpubs%2F61043

4) https://www.uvm.edu/~bwilcke/ehreth.pdf Ehreth J. The global value of vaccination. Vaccine. 2003 Jan 30;21(7-8):596-600.

5) https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC4635729/ Scarbrough Lefebvre, Carla D et al. “Dissecting the indirect effects caused by vaccines into the basic elements.” Human vaccines & immunotherapeutics vol. 11,9 (2015): 2142-57.

6) https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC4635729/ Scarbrough Lefebvre, C. D., Terlinden, A., & Standaert, B. (2015). Dissecting the indirect effects caused by vaccines into the basic elements. Human vaccines & immunotherapeutics, 11(9), 2142–2157.

7) https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC4098042/ Ghinai, I., Willott, C., Dadari, I., & Larson, H. J. (2013). Listening to the rumours: what the northern Nigeria polio vaccine boycott can tell us ten years on. Global public health, 8(10), 1138–1150.

8) https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/24492016/ Murakami, H., Kobayashi, M., Hachiya, M., Khan, Z. S., Hassan, S. Q., & Sakurada, S. (2014). Refusal of oral polio vaccine in northwestern Pakistan: a qualitative and quantitative study. Vaccine, 32(12), 1382–1387.

9) https://jamanetwork.com/journals/jama/fullarticle/209448 Roush SW, Murphy TV, Vaccine-Preventable Disease Table Working Group AT. Historical Comparisons of Morbidity and Mortality for Vaccine-Preventable Diseases in the United States. JAMA. 2007;298(18):2155–2163.

10) https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/26858370/ Ozawa, S., Clark, S., Portnoy, A., Grewal, S., Brenzel, L., & Walker, D. G. (2016). Return On Investment From Childhood Immunization In Low- And Middle-Income Countries, 2011-20. Health affairs (Project Hope), 35(2), 199–207.

11) https://www.who.int/news-room/spotlight/ten-threats-to-global-health-in-2019

12) https://www.britishmuseum.org/collection/object/P_1851-0901-1091

13) https://www.thelancet.com/journals/lancet/article/PIIS0140-6736(97)11096-0/fulltext (Makale geri çekilmiştir) Ileal-lymphoid-nodular hyperplasia, non-specific colitis, and pervasive developmental disorder in children, The Lancet, Volume 351, Issue 9103, 1998, 637-641.

14) https://www.thelancet.com/journals/lancet/article/PIIS0140-6736(10)60175-4/fulltext

15) https://www.theguardian.com/society/2010/may/24/andrew-wakefield-struck-off-gmc

16) https://yalansavar.org/2011/11/17/asilar-ve-komplo-teorileri-bolum-2-dr-andrew-wakefield-ve-asi-karsiti-hareket/

17) https://www.nejm.org/doi/full/10.1056/NEJMoa021134 Madsen KM et al (2002) A Population-based study of measles, mumps, and rubella vaccination and autism. N Engl J Med 347(19):1477–1482.

18) https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/16818529/ Fombonne, E., Zakarian, R., Bennett, A., Meng, L., & McLean-Heywood, D. (2006). Pervasive developmental disorders in Montreal, Quebec, Canada: prevalence and links with immunizations. Pediatrics, 118(1), e139–e150.

19) https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/11144371/ Patja, A., Davidkin, I., Kurki, T., Kallio, M. J., Valle, M., & Peltola, H. (2000). Serious adverse events after measles-mumps-rubella vaccination during a fourteen-year prospective follow-up. The Pediatric infectious disease journal, 19(12), 1127–1134.

20) https://www.ncbi.nlm.nih.gov/labs/pmc/articles/PMC7227637/ Badur, S., Ota, M., Öztürk, S., Adegbola, R., & Dutta, A. (2020). Vaccine confidence: the keys to restoring trust. Human vaccines & immunotherapeutics, 16(5), 1007–1017.

21) https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/26858370/ Ozawa, S., Clark, S., Portnoy, A., Grewal, S., Brenzel, L., & Walker, D. G. (2016). Return On Investment From Childhood Immunization In Low- And Middle-Income Countries, 2011-20. Health affairs (Project Hope), 35(2), 199–207.

İçeriği paylaşabilirsiniz: